İletişim şeffaflaştığı, sınırların yavaş yavaş iyice ortadan kalktığı, her türlü bilgiye çok rahat bir şekilde ulaşılabilindiği bir süreç içindeyiz artık. Tabii ki bu bilgilere kolay ulaşılabilirlik yanında dejenerasyonu ve akabinde aynı bilgiyi yozlaştırarak ta kullanılabilmesine ne yazık ki imkan sağlamakta. Bu her türlü bilgi için geçerli ama benim değineceğim konu mesleğimi en iyi şekilde icra etmeye çalıştığım alan olan “Astroloji” ile ilgili olacaktır.
Gün geçmiyor ki bir çok kanalda ve programda, sosyal medya içinde hızla türeyen “Astrolog?”lar görüyorsunuz. Elbette aralarında benim gibi bu işin eğitimini almış ve aldığı eğitimin getirisi şeklinde bir takım bazı özel teknikleri kullanarak işini icra eden kişilerde var ki zaten sözüm onlara değil. Bir kısım “Astrolog?”lar var ki, “Haftanın hangi günü hangi rengi giymeniz, hangi taşı takarsanız uğur getirebileceği, hangi renklerin haritalarınızda ki sert görünümleri silebileceğini, ne tür müzikler dinlerseniz hayatınızda neler etki edebileceği” gibi tabiri caizse saçma sapan,açıklamalar yapıyorlar. Hatta bu kişiler danışmanlıkları esnasında, benim inanılmaz dikkat ettiğim “Fal” ile “Astroloji”’yi iç içe sokup, Tarot..vb malzemeleri kullanarak hem işini doğru dürüst yapmıyor hem de danışanının aklında Astroloji ile ilgili çok yanlış bilgiler edinilmesini sağlıyor. Hatta öyle ki bazıları kendisine Danışan olarak gelenlere Astroloji’nin yanında “Büyü bozucu, şans getirici, ..vb” bir takım muska gibi şeyler hazırlayıp verildiğine şahit oldum, duydum.
Buradan yola çıkarak, Astroloji size hangi gün hangi rengi giymenizi, hangi taşı taktığınızda uğur getireceğini, ne tarz bir müzik dinlediğinizde haritanızda ki sert etkileri sileceğini söylemez! Hatta Fal ve Astroloji asla ve katta yan yana anılmaması gereken, muska, büyücülük..vb herhangi bir konu ile ilişiği olmayan çok ciddi Matematik ve Geometri, İstatistik bilgilerinin de bilinmesi gerektiği muhteşem bir bilgi sistemidir.
Peki bunun dışında Astroloji nedir ve bir Astrolog nasıl olmalıdır? Bunun üzerine apayrı bir kitap bile yazılabilir ama ben çok kısa ve öz bir şekilde bahsetmeye çalışacağım.
Astroloji; İnsanlığın var oluşu kadar eski bir bilgi sistemidir. Önce Güneş-Ay ikilisi ve etkileri ile başlayan serüven, o dönem çıplak gözle görülebilen Satürn’e kadar olan gezegenler (Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter) titizlikle ve dikkatle incelenerek önce dünya, doğa üzerinde ki etkileri araştırılmış, keşfedilmiş ardından bireysel olarak etkileri araştırmalar, incelemeler, sonucu öğrenilmiş. Ardından bizlerin Jenerasyon diye bahsettiğimiz Uranüs, Neptün, Pluton’ da gezegenler sınıfına dahil olmuştur. Sabit yıldızlardan, arap noktalarından..vb bahsetmiyorum bile! Bunun yanı sıra Astrolojinin gelişimine “Mısırlılar, İranlılar, Persler, Hintliler, Yunan ve Romalılar ve Araplar” büyük katkılar olmuştur. Yeni sistemler, teknikler geliştirmiş ve olan bilgiyi üstüne yenilerini de ekleyerek kullanım alanlarını çoğaltmışlardır. Çok değerli eğitmenin Öner Döşer’in bir yazısından minik bir alıntı ile Astroloji’nin aslında nasıl temeller üzerine oturtulduğu ve hangi alanlarda kullanıldığını daha iyi anlamamıza neden olacaktır. Ortaçağda, astrolog genellikle papaz veya en azından dinsel eğitim görmüş kişiydi. Bunun sebebi, kilise dışında böyle bir eğitim imkanı olmamasıydı. Eğitim olmadan, bir kişi astrolog olamazdı. Eğitimin ilk aşamasında matematik vardı. Ortaçağın başlarında, astrolojiyi çekici kılan şeylerden biri insan yaşamının her yönüne tatbik edilebilir olmasıydı. Bunlardan biri de tıptı. 18. yüzyıla kadar, bazı üniversitelerde astroloji sınavını geçmeden doktor ünvanı almak imkansızdı ve gezegensel pozisyonların tanı ve teşhiste kullanılması yaygındı. 15. ve 16. yüzyıllar boyunca Avrupa’daki birçok üniversite, tanı, ön teşhis ve hastanın durumunu tedavi etmekte kullanılacak ilaçların seçimine yardımcı olarak astroloji çalışmalarını içeren bir tıp müfredatı sunmaktaydı. 13. yüzyılda üniversitelerde kabul görüyordu. Bu da astrolojinin lehine olmuştu. Kilise, astrolojiyi bir bilim olarak tanımak zorunda kalmıştı. O dönem astrolojisi, insanın kozmozdaki yerini keşfetmesi ve dünyevi yaşamının dışında duran “gerçekliğin” farkına varmasını sağlayan astrolojiydi.
Tabi Astroloji’nin eski gücünü kaybetmesinin bir çok nedeni bulunmaktadır, dönemin siyasi ve politik akımları, Batı Roma İmparatorluğunun çöküşü ve 2’ye ayrılması döneme ait bir çok önemli yazılı kaynakların savaşlarda yakılıp yok edilmesine sebep olmuştur. Ebu Ma’şer, Maşa’allah, El Biruni, Guido Bonatti, Morinus, William Lilly gibi büyük astrologlar Astrolojinin gelişimine büyük katkısı olan önemli bilim insanlarıydılar.
Astroloji gökyüzünde ki etkileşimleri “Yorumlama” değil “Okuma” işidir. Bu ikisinin ayrımına çok dikkat edilmelidir. Çünkü Astrolojik Bilgi kişilerin insiyatifleri ve düşünceleri doğrultusunda değişen değil, teknikler üzerine kurulu bir bilgi sistemidir. Bu işi yapabilmenin yolu öncelikle doğru eğitimden geçmektedir.
Bir Astrolog ancak sizin doğum haritanızı okuyabilir ama asla yorumlayamaz, kendi düşünce ve fikirlerini söyleyemez! Yönlendiremez, yaklaşan koşulları, gökyüzünün etkileşimlerini sizlerin anlayabileceği sade bir dil ile size aktarır ve her zaman seçim sizindir!
Astrolog; doğum haritanızla birlikte yaşam yolunuzda ki, karakteriniz finansal kazançlarınız, yakın çevre ile ilişkileriniz, aile hayatınız, aşk hayatınız, iş yaşamınız ve potansiyelleriniz, evlilik, sosyal çevreniz , yeteneklerinizi almış olduğu eğitimle birlikte bazı özel teknikler yardımı ile doğum haritanızın vaad ettiği olayları ve potansiyellerinizin ne zaman ne şekilde açığa çıkacağını öngörebilen kişidir.
Bir Astrolog, herkesi olduğu gibi kabul eder, yaptıkları ve düşüncelerinden dolayı karşısında ki kişiyi eleştirmez, objektif bir göz ile doğu haritasını, potansiyellerini ve haritanın vaad ettiklerini anlatır. Ama hangi yola nasıl gitmesi gerektiğini ASLA söylemez.
Bir Astrolog, sadece gelecekle değil, geçmişle de ilgilenen kişidir. Lakin “Geçmiş Geleceğin” aynasıdır ve geçmişte ki gökyüzü konumlarını ve olaylarını iyi analiz edip gelecek hakkında ön görü sahibi olabilir.
Bir Astrolog yaptığı işin içine, Fal, büyü, muska..vb şeyleri katmaz, katılmaması gerektiğini bilir, insanları aldatmaz, rencide etmez, kandırmaz! En önemlisi kimin ne giyeceğine ve ne takacağına karışmaz!
Aklıma eserse bu yazıya daha sonra eklemeler yapabilir, yazı dizisi haline dönüştürebilirim. Ama şimdilik bu kadar…
Sevgiler…