Cosmic Hormony, bilimsel gerçeklerle
spiritual öğretileri birleştiren bir değişim/dönüşüm yaratma tekniğidir.
Deneyimleyecekleriniz
- “Ben” kimim?
- Hayatımın kontrolü kimde?
- Neleri değiştirebilirim?
- Geleceğimi yeniden yapılandırabilir miyim?
- Beden sağlığımı yeniden kodlayabilir miyim?
- İlişkilerimdeki kısır döngüler/çıkmazlar nasıl düzelir?
- Hayalini kurduğum bolluk ve berekete nasıl ulaşırım?
-Takıntılarımdan nasıl kurtulurum
Deneyimleyecekleriniz
- “Ben” kimim?
- Hayatımın kontrolü kimde?
- Neleri değiştirebilirim?
- Geleceğimi yeniden yapılandırabilir miyim?
- Beden sağlığımı yeniden kodlayabilir miyim?
- İlişkilerimdeki kısır döngüler/çıkmazlar nasıl düzelir?
- Hayalini kurduğum bolluk ve berekete nasıl ulaşırım?
-Takıntılarımdan nasıl kurtulurum
- Kilo
problemim varsa nasıl aşarım?
- Beni
esir eden kısırdöngülerimi nasıl kırabilirim
-
Umutsuzluk, çaresizlik, anksiyete ..vb ruh hallerimden nasıl uzaklaşırım
-Tüm
Spiritüel öğretileri bilimsel verilerle nasıl açıklarım ve bedenimize, ruhuma,
zihnime nasıl etki eder?
- Para ve
kariyer alanlarında ki kısır döngülerimi nasıl kırabilirim?
- Ruh-
Beden- Zihin bütünlüğümü nasıl sağlarım?
-
Performans göstermekten yorulduysanız, gerçek potansiyellerinizi nasıl
keşfedebilirsiniz?
- Sağ ve
Sol beyin uyumunu nasıl sağlarım ?
Parçacık (kuantum) fiziği 1900’lü yılların başında
ortaya çıkan ve atom altı parçacıkları inceleyen bir fizik dalıdır. Einstein’ın
da içinde bulunduğu bir grup bilim adamı atom altı parçacıkların hareketlerini
incelerken Newton’un hareket yasalarının değiştiğini/başkalaştığını
görmüşlerdir.
Bildiğimiz Fizikten Farkı Nedir?
Zaman: Normal fizikçi “dün geçmiştir, bugün şimdidir, yarın da gelecektir, bütün bunlar bir doğru üzerinde sıra ile sürekli olarak gerçekleşir” der. Kuantum fizikçisi “zaman sürekli değil kesiklidir, bir doğru gibi değil, bölünmüş ‘an’lardan ibarettir; dün, bugün, yarın sıra ile değil aynı anda gerçekleşmektedir” der.
Evren: Normal fizikçi, kapalı bir kutunun içindeki kedi ölü müdür değil midir sorusuna “% 50 olasılıkla ölüdür, %50 olasılıkla canlıdır” der, kuantum fizikçisi “kedi aynı anda hem ölüdür hem de canlıdır, hangisinin olduğuna kutuyu açıp bakan gözlemci karar verir” der. (Bknz: Schrödinger’in kedisi)
Cisim: Normal fizikçi kütlesi olan maddeyi inceler, metafizikçi kütlesi olmayan maddeyi inceler, kuantum fizikçisi kütlesi olan ve olmayan maddeleri birlikte inceler. Burada metafizikçinin incelediği kütlesi olmayan cisim; cin, peri, ruh, hayalet iken, kuantum fizikçisinin incelediği kütlesi olmayan cisim; dalga boyu, frekans, foton, enerji vs.dir.
Bildiğimiz Fizikten Farkı Nedir?
Zaman: Normal fizikçi “dün geçmiştir, bugün şimdidir, yarın da gelecektir, bütün bunlar bir doğru üzerinde sıra ile sürekli olarak gerçekleşir” der. Kuantum fizikçisi “zaman sürekli değil kesiklidir, bir doğru gibi değil, bölünmüş ‘an’lardan ibarettir; dün, bugün, yarın sıra ile değil aynı anda gerçekleşmektedir” der.
Evren: Normal fizikçi, kapalı bir kutunun içindeki kedi ölü müdür değil midir sorusuna “% 50 olasılıkla ölüdür, %50 olasılıkla canlıdır” der, kuantum fizikçisi “kedi aynı anda hem ölüdür hem de canlıdır, hangisinin olduğuna kutuyu açıp bakan gözlemci karar verir” der. (Bknz: Schrödinger’in kedisi)
Cisim: Normal fizikçi kütlesi olan maddeyi inceler, metafizikçi kütlesi olmayan maddeyi inceler, kuantum fizikçisi kütlesi olan ve olmayan maddeleri birlikte inceler. Burada metafizikçinin incelediği kütlesi olmayan cisim; cin, peri, ruh, hayalet iken, kuantum fizikçisinin incelediği kütlesi olmayan cisim; dalga boyu, frekans, foton, enerji vs.dir.
Tüm Evren Bir Var Olur Bir Yok
Olur
Biz insanlar sabah kalktığımızda “siyah pantolonumu mu giyeyim, beyaz pantolonumu mu ” diye düşünüp birini giymeye karar veriyoruz. Ama atom altı parçacıklar için bu biraz daha farklı oluyor. Bir elektronun aynı anda iki yerde birden olabildiği bilimsel olarak ispatlandı (Bknz: Çift yarık deneyi). Fakat işin ilginç tarafı bir elektron biz onu gözlemlemezken aynı anda iki yerde birden olabildiği halde, biz gözlemlerken sadece bir yerde olmayı seçiyor. Yada daha doğru bir ifade ile, gözlemci (biz oluyoruz) elektronu iki seçenekten birinde görmeyi tercih ediyor. Pantolon seçimine geri dönecek olursak, kuantuma göre siz aslında sabah hem siyah hem de beyaz pantolonu giydiniz. Ama siyah olanı seçtiyseniz üzerinizde onu görüyorsunuz, beyazı giyen diğer “siz” ise paralel evrende yaşamaya devam ediyor. Bu yaşam içerisindeki tüm seçimler için geçerli. İşe giderken kestirme yola hem dönüyor hem dönmüyorsunuz, kestirme yola dönen “siz” o çukura hem giriyor hem girmiyor… Bu böyle uzayıp gidiyor, sonsuz sayıda “sizden” oluyor, yani sonsuz paralel evren oluşuyor. Dünya var olduğundan beri tüm olasılıklar paralel evrenlerde aynı ‘an’da yaşamaya devam ediyor. Siz hem doğuyorsunuz hem doğmuyorsunuz, tüm evren kalp atışı misali bir var oluyor bir yok oluyor.
Peki Bu Ne İşimize Yarar?
Çevremizdeki her şey kütlesi olan ve kütlesi olmayan maddelerin bir araya gelmesiyle oluşur. Bir duvar bile, kütlesi olan tuğla ve kütlesin olmayan frekanstan meydana gelir.Hatta;
İnsan = Beden + Ruh (ruh yerine inanç sisteminize göre zihin, duygu, düşünce, bilgi vs. diyebilirsiniz) Dünya = Madde (yin) + Sevgiden (yang)…
Paralel evrenlerden birinde siz bir trilyoner olabilirsiniz. Belki geçen hafta oynamadığınız o lotoyu, paralel evrenlerden birinde oynadınız ve ikramiye size çıktı. Şu anki halinizin frekansına 7 Hz diyelim, paralel evrendeki trilyoner “sizin” frekansına da 18 Hz diyelim. Eğer 7 Hz frekansta olduğunuz halde, frekansınızı 18 Hz’e çıkartabilirseniz, paralel evrendeki trilyoner “siz” ile etkileşime geçersiniz. Yani, trilyoner olmadığınız halde trilyonermiş gibi hissederseniz, bir paralel evrenden diğerine sıçrayabilir ve trilyoner “sizi” görmeye/yaşamaya başlayabilirsiniz. Buna kuantum sıçraması denir.
Sıçrama ne zaman gerçekleşir?
İnsan, yukarıda da belirtildiği gibi zamansızlık ya da kesikli zaman kavramlarını algılamaya pek yatkın değildir. Biz zamanı, sürekli akan bir şeymiş gibi algılamak üzerine tasarlanmışız. Aynı çizgi film izlerken olduğu gibi, aslında çizgi film birbiri ardına gösterilen karelerden oluşur ama göz bunu sürekliymiş gibi görür. Bu nedenle kuantum sıçramaları bizim için bir “an” da değil, bir akış/zaman içerisinde gelişir. Erişmek istediğimiz durumun frekansında ne kadar uzun süre kalabilirsek, sıçrama o kadar kısa sürede gerçekleşir.
Sonuç olarak hayattan ne istersek isteyelim, bir paralel evrende o istediğimiz çoktan oldu zaten. Tek yapmamız gereken “istediğine sahip olan ‘ben’ kendini nasıl hissediyordur?” diye sormak ve tıpkı öyle hissetmeye başlamak.
Biz insanlar sabah kalktığımızda “siyah pantolonumu mu giyeyim, beyaz pantolonumu mu ” diye düşünüp birini giymeye karar veriyoruz. Ama atom altı parçacıklar için bu biraz daha farklı oluyor. Bir elektronun aynı anda iki yerde birden olabildiği bilimsel olarak ispatlandı (Bknz: Çift yarık deneyi). Fakat işin ilginç tarafı bir elektron biz onu gözlemlemezken aynı anda iki yerde birden olabildiği halde, biz gözlemlerken sadece bir yerde olmayı seçiyor. Yada daha doğru bir ifade ile, gözlemci (biz oluyoruz) elektronu iki seçenekten birinde görmeyi tercih ediyor. Pantolon seçimine geri dönecek olursak, kuantuma göre siz aslında sabah hem siyah hem de beyaz pantolonu giydiniz. Ama siyah olanı seçtiyseniz üzerinizde onu görüyorsunuz, beyazı giyen diğer “siz” ise paralel evrende yaşamaya devam ediyor. Bu yaşam içerisindeki tüm seçimler için geçerli. İşe giderken kestirme yola hem dönüyor hem dönmüyorsunuz, kestirme yola dönen “siz” o çukura hem giriyor hem girmiyor… Bu böyle uzayıp gidiyor, sonsuz sayıda “sizden” oluyor, yani sonsuz paralel evren oluşuyor. Dünya var olduğundan beri tüm olasılıklar paralel evrenlerde aynı ‘an’da yaşamaya devam ediyor. Siz hem doğuyorsunuz hem doğmuyorsunuz, tüm evren kalp atışı misali bir var oluyor bir yok oluyor.
Peki Bu Ne İşimize Yarar?
Çevremizdeki her şey kütlesi olan ve kütlesi olmayan maddelerin bir araya gelmesiyle oluşur. Bir duvar bile, kütlesi olan tuğla ve kütlesin olmayan frekanstan meydana gelir.Hatta;
İnsan = Beden + Ruh (ruh yerine inanç sisteminize göre zihin, duygu, düşünce, bilgi vs. diyebilirsiniz) Dünya = Madde (yin) + Sevgiden (yang)…
Paralel evrenlerden birinde siz bir trilyoner olabilirsiniz. Belki geçen hafta oynamadığınız o lotoyu, paralel evrenlerden birinde oynadınız ve ikramiye size çıktı. Şu anki halinizin frekansına 7 Hz diyelim, paralel evrendeki trilyoner “sizin” frekansına da 18 Hz diyelim. Eğer 7 Hz frekansta olduğunuz halde, frekansınızı 18 Hz’e çıkartabilirseniz, paralel evrendeki trilyoner “siz” ile etkileşime geçersiniz. Yani, trilyoner olmadığınız halde trilyonermiş gibi hissederseniz, bir paralel evrenden diğerine sıçrayabilir ve trilyoner “sizi” görmeye/yaşamaya başlayabilirsiniz. Buna kuantum sıçraması denir.
Sıçrama ne zaman gerçekleşir?
İnsan, yukarıda da belirtildiği gibi zamansızlık ya da kesikli zaman kavramlarını algılamaya pek yatkın değildir. Biz zamanı, sürekli akan bir şeymiş gibi algılamak üzerine tasarlanmışız. Aynı çizgi film izlerken olduğu gibi, aslında çizgi film birbiri ardına gösterilen karelerden oluşur ama göz bunu sürekliymiş gibi görür. Bu nedenle kuantum sıçramaları bizim için bir “an” da değil, bir akış/zaman içerisinde gelişir. Erişmek istediğimiz durumun frekansında ne kadar uzun süre kalabilirsek, sıçrama o kadar kısa sürede gerçekleşir.
Sonuç olarak hayattan ne istersek isteyelim, bir paralel evrende o istediğimiz çoktan oldu zaten. Tek yapmamız gereken “istediğine sahip olan ‘ben’ kendini nasıl hissediyordur?” diye sormak ve tıpkı öyle hissetmeye başlamak.
Cosmic Touch
Eğitimin sonunda bütün bu bilgileri bilinçli
veya bilinçsiz bir şekilde kullanabileceğiz, aslında değişimin başlangıcını da
yaratan özel bir teknik öğreneceksiniz. “Cosmic
Touch” tekniği. Kullanımı oldukça basit, günlük hayat içerisinde rahatlıkla
kullanabilecek, ekstra bir hazırlık gerektirmeksizin, ölçme sistemine dayanan
ve kullanmaya başladığınız andan itibaren değişimi görmeye başlayacağınız
pratik bir yöntem. Cosmic Touch ile
ölçtüğünüz her şeyi değiştirme gücüne sahip olabileceksiniz.
Eğitmen İpek Kılavuz Kimdir?
İpek Kılavuz, atom altı dünyayı inceleyen bir Endüstri Yüksek Mühendisidir.
Master tezini nano teknoloji konusunda yazmış ve spiritual öğretilerle çalışarak bütünleştirici Cosmic Harmony deneyimini yaratmıştır.
Etkinliğin Tarihi:
4 – 5 Nisan Cumartesi Pazar 2015
Etkiliğin Saati:
10.00 - 18.00 Arası
Önemli Not: Seminere gelirken rahat kıyafetler giymenizi öneririz.
KAYIT İÇİN: 0216 445 08 30
0507 716 60 34