Hepinize Merhaba;
Bir süredir astro-analiz yazıları hazırlıyordum sizler için, geçmişte olmuş olan olaylara astroloji penceresinden bakmak için. Şimdide uzun süredir yazmadığımdan öngörü yazısı yazayım dedim. 2012 senesinde özellkle Türkiye’de ve Dünyada neler olacak bunlara göz atalım. Yalnız şunu belirtmek isterim, benim gözlemlerim dikkat edilmesi gereken tarihler üzerine kuruludur, sonrasında aman ne kötü şeyler yazmışsın demeyin.
Bütün bir yıla gün gün bakmam olanaksız, bu yüzden öne çıkan tarihlerden bahsedeceğim sizlere. Tutulmaların etkilerini ise, tarihleri yaklaştığında çok daha detaylı analiz edeceğim.
Martın ilk 2 haftası özellikle depremlerle ilgili konularda riskli bir hafta. Artçı ve öncü olmak üzere depremler meydana gelebilir. Gökyüzünde Pluton (yıkım, deişim, dönüşüm gezegeni) ve Jüpiter (Büyüten, abartan) etkileşim içinde olacaklar, her ikisi de toprak grubunda olduğundan dolayı böyle bir riske işaret etmekte. Özellikle bu dönem Türkiye Borsasında çok önemli gelişmeler meydana gelebilir. Önemli şirket birleşimleri, ortaklıklar gündeme gelebilir. Türkiye açısından tam yatırım yapma zamanı, elinizdekileri akıllıca yatırımlara yönlendirebilirsiniz. Yalnız diplomatik ilişkilerin gerginleşebileceği zamanlar, restleşmeler meydana gelebilir.
12 Mart ile de sevimsiz bir sürece giriyoruz, Başak burcunda geri giden Mars-Neptün ile sert kontakta olacak. Bu Nisan sonuna kadar etkin olacak bir görünüm. Bu özellikle denizlerle ilgili gergin bir takım gelişmelere işaret ediyor, denizlerde kaçırılma, gemilerin batması, karaya oturması, saldırı,deprem gibi olaylar meydana gelebilir. Denizlerde kabarma, taşmalar, su seviyelerinin bir çok yerde yükselmesi de gündemde olacaktır. Özellikle başbakanın sağlığına bu süreçte extra dikkat etmesi gerekir, tehlike çanları çalmakta onun için (Başbakan balık burcu) Yine salgın hastalık haberlerine sık rastlanabilecek zamanlar. Türkiye açısından baktığımızda ise radikal kesimin sert açıklamaları, çıkışları yine oldukça sarsıcı olacağına işaret etmekte. Bu dönem Türkiye ekonomisi ile ilgili can sıkıcı gelişmeler meydana gelebilir, genel olarak bir darboğazın giriş kapısı olarak nitelendirebiliriz. Özellikle bu süreç çok sık zam haberleri alabiliriz. Siyasi anlamda süper skandalların peşi sıra sıralanacağı bir dönem.
Martın son 10 günü ise, hem Uranüs hem Pluton kuşatılmış olacaklar. Ben bu son 10 günden açıkçası tırsıyorum, patlamalar, felaketler, büyük kazalar. Silah seslerinin yeniden güçlü bir şekilde ortaya çıkması, radyoaktif olumsuz gelişmeler, uçak kazalarının sık olabileceği bir hafta. Grevler, isyan hareketleri sık sık gündemde olacak.
20 Mayısta 0 derece ikizler burcunda bir güneş tutulması meydana gelecek. İkizler-yay aksı tutulmaları özellikle Türkiye açısından çok önemli. Çünkü ilk ikizler-yay aksında olan tutulmalarda (ilki 21 Aralık 2010 senesinde, ikincisi 1 Haziran 2011, üçüncüsü 15 haziran 2011, dördüncüsü 25 kasım 2011, 10 Aralık 2011) bu tutulmaların hepsi şu anlamda önemli, tutulmaların Türkiye’nin 12. evine denk düşmektedir. 12. ev astrolojide hapishane, baş belası işler, zorluklar, kayıplar demektir. Zaten Türkiye’de bir çok insanın hapishaneye alınmasına denk düşmektedir.(Geçmiş yazılarımdan yazdıklarımı bulabilirsin isterseniz)
Bu tutulma ikizlerin 0 derecesinde olduğu için, yeni bir dalganın geldiğine işaret edebilir. Balyoz, Ergenekon…vs değil, yepyeni bir akım, yeni bir dosya adı, yeni baskınlar. Size iyi haber olarak şunu söyleyebilirim Türkiye’nin bu alanlarına etki edecek son tutulma. Haziran ortası itibari ile davalar hızla çözülmeye, sonuca ulaşmaya başlayabilir. Hatta bir çok serbest bırakma, salıverme başlayabilir. Ama bu yeni başlayacak olan akımdan dolayı şüpheliyim açıkçası.
4 Haziranda 14 derece yay burcunda bir ay tutulması meydana gelecek; bu tutulma ile beraber silahlı kuvvetlerde yeni gelişmeler, saklı bazı belgeler, dosyalar açığa çıkabilir, gündeme gelebilir. Benim asıl dikkatimi çeken ise tutulma anında ay ile Uranüs arasında ki gergin görünüm. Özellikle politik anlamda skandallara işaret edebileceği gibi politikacılarıni, yönetimde söz sahibi kişilerin çok ciddi sağlık sorunları gündeme gelebilir. İktidar tarafında özellikle parti içinde fikir ayrılıklarından dolayı sesler çok yükselebilir, sürpriz istifalar olabilir. Tutulma etkisi ile sağlık alanında yeni düzenlemeler yapılabilir. Ay-uranüs irtibatları özellikle tutulma zamanı uçak kazalarına işaret eder.
Ay sonuna doğru özellikle erkek önemli bir kişinin (Sanat camiasından olduğunu düşünmüyorum, aksine siyasi-politik arenadan bir ismin) ölüm haberi gündeme bomba gibi oturabilecektir.
Temmuz ayıda sevimsiz başlıyor ne yazık ki, Mars*Uranüs arasında gergin bir görünüm meydana gelecek, bu da silahlı saldırılara, suikastlere işaret etmekte. En son mars-uranüs kavuşumunda İbrahim Tatlıses suikasti meydana gelmişti, yine o minvalde olaylar gündeme gelebilir, ünlüler camiasında erkek figür ya da politik anlamda önemli bir ise suikast düzenlenebilir. Temmuzun ilk 2 haftası bu anlamda riskli. Yine Mars’ın etkin olacağı bir sert görünüm oluşacak gökyüzünde, Mars hem Pluton hem de uranüsle gergin görünümde olacak. Şehir merkezleri veya Türkiye merkezi (Ankarada) patlama olayları gündeme gelebilir. Global anlamda ise yine isyan hareketli ve silah seslerinin yükselmesidir ama bu defa çok daha sert. Özellikle bu zamanlar Türkiye’de terör olaylarının çokça artabileceği zamanlar.
Ağustosun ilk 15 günü özellikle Türkiye için sıcak saatlerin olduğuna işaret etmekte, özellikle memur, çalışan kesim, silahlı kuvvetlerle ilgili konularda.
14 Kasımda 22 derece akrep burcunda bir güneş tutulması meydana gelecek, akrep burcu tutulmalası çok tehlikeli ve risklidir arkadaşlar. Büyük yıkımlar, değişimler, dönüşümlere işaret eder. Akrep tutulmaları kitlesel ölümlerle ilişkilendirilir. Bu tutulma Türkiye’ye sanat anlamında çok büyük başarılar getireceği kesin ama çok önemli çok büyük seks skandallarını da beraberinde getirecektir. Dünya üzerinde özellikle radyasyon tehlikesi bulunmaktadır, radyoaktif fabrikalar, işletmeler tehlike altında olabilecek. Bu tutulma köklü sistemlerin yıkılmasına neden olabilecektir. Ben bu tutulması hiç ama hiç sevmedim…