Sayfalar

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Erkek Dedikodusu



Normnal şartlar altında (n.ş.a) yani 22,4 litre kıvamında, blogumda astroloji dışında hiçbir yazıya, etkinliğe ve bilimum sululuğa asla ve katta yer vermem! Prensip meselesi, tıpkı yatağın sağ tarafında uyuyamamak veya içinde ayna olan odada uyuyamamam gibi bir şey. Fakat söz konusu kitabın yazarlarından biri olan T.B olunca -ki ismini hemen açıklamak ve tüm gizemini ortadan kaldırmak için yanıp tutuşuyorum- Tatyana Berkolavskilov ( Yüreğine indi değil mi T.B) elbette bu değil ismi- eğer blogumda bahsetmezsem arkadaşlığımıza yapacağım büyük bir ayıp olarak tarihe geçebilirdi.  Üzerimde nasıl bir baskı ile bu tanıtım yazısını yazıyorum siz tahmin edin! Henüz French Oje ile reel tanışma fırsatı bulamamış olsam da T.B kadar çirkin ve gudubet birisi olduğuna eminim! Bir sonra ki satırlarda onların kendi kitapları için hazırladıkları tanıtım ve basın bültenini okuyacaksınız – Ne yazık ki!- Hemen akabinde de benim kitapla ilgili görüşlerim yer alacaktır.


Yazın bu kavurucu günlerinde her nerede olursanız olun, Erkek Dedikodusu fıkır fıkır bir yaz arkadaşı, bir kaçamak olacak.

Dedikodu için en az iki kişi gerekir, ve de bolca malzeme...
Derin ve Pera, birbirini tanımayan iki kadın, ortak bir arkadaşlarının düğününde “bekârlar masası”na düşerler, bu talihsizliklerini sohbetle bastırmaya çalışırken, koyu bir muhabbet başlar. Derin ve Pera’nın birbirlerine anlattıklarını, sırlarını, güldüklerini, ağladıklarını dinlerken masadaki 3. kişi olarak sizin de sohbete dâhil olmamanız mümkün değil. Her türlü dedikodunun döndüğü bu masaya davetlisiniz, bakalım Derin ve Pera neler anlatacak? Neler yaşayacaklar?
Peki yazarlar kim? Twitter'da @french_oje ve @tugce_tb nickleriyle tanınan ikili, bloglarında başladılar dedikodu yapmaya. Birinin çok istikrarlı bir ilişkisi, diğerinin kalp kırıklıkları vardı. Her okuyanı kendilerine çektiler, her yaştan kadının güldüğü, ağladığı, anlatamadığı, inanamadığı, unutamadığı ne varsa anlattılar. Her konuyu masaya yatırdılar. Ve en sonunda bu kitabı yazmaya karar verdiler.
Birbirinden Resul Balay ve George Michael, Küçük Ceylan ve Chris Martin, Cindy Crawford ve Kaddafi kadar farklı olan bu kızlar, erkek dedikodusu konusunda kendilerini bile şaşırtacak kadar uyumlu çıktı. Bu sohbeti kaçırmak olası değil!  Liseden beri hiç ayrılmayan muhteşem ikili French Oje ve T.B., "Bulaşmadığımız bir aktivite kaldı mı?" diye düşünürken kendilerini kitabın başında buldular. Onları tanıyanlar, 10 yıllık ilişkisiyle alıp başını giden nişanlı T.B.'yi ayakta alkışlayıp, 10 yıllık bekalığıyla kırıp dizini oturan nişansız French Oje'yi de oturarak teselli ediyor. Ve bu iki kız, kesinlikle her ortama çok iyi geliyor.


Blaa blaa blaaa….

Evet ben kitabı aldım! Yedim, okudum, yaladım, yuttum hatta hemen sindirim sistemime karışmaması için üzerine soda dahi içmedim! Beklentimin çok çok üzerinde bir kitap çıktı. ( T.B her gün işe elinde dantel oyası ve lastik ayakkabıları ve başında yemenisi ile geldiği için  olsa gerek)

Kitap hiç sıkmıyor, kelimeler akıcı, bağlantılar keyifli, edebiyat yapacağım diye buram buram kasılma kokuları yok. Hatta kitap bitiyor ama siz hala sayfaları çevirme ihtiyacı hissediyorsunuz, bir öksüz kalmışlık hissi katması cabası!

Naçizane bir öneri; eğer olası bir kitap çıkarma hatasında bulunursanız ki bu erkek dedikodusu Vol.2 olmalı, daha sert ve cesurca dedikodular bekliyorum haberiniz olsun!

Sözün özü

Bu kitap alınır, okunur arkadaş!